Kayıtlar

Mart, 2019 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Güçlü Elementini Güçlendir!!

Resim
Ateş - Hava - Toprak - Su       Astrolojiye giriş eğitiminde ilk öğretilen ve çoğunlukla ilk gelen ilk gider felsefesiyle arka plana attığımız ve unutulmaya yüz tutacak en temel konudur elementler. İşin içine venüs (sevgi lisanımız), merkür(aklımız, zihnimi) mars vb.  (eylem yapma potansiyelimiz) gezegenler girince hepimiz heyecandan elementer dengeyi ve kutupsallığını araştırmayı atlar gideriz. Halbuki elementler, nitelikler, kutupsallık ve sentezleme ile bir doğum haritasının %50'ye yakın tarafını çözmüş oluruz.     Herkesin doğum haritasında güçlü veya dengede olan, düşük seviyede yani eksik olarak tanımladığımız elementler bulunur. Elementler bize varlığımız ve karakterimiz hakkında çok fazla ipucu verirler. Haritamızda ki eksik element bizim en zayıf noktamızdır. İçgüdüsel olarak hep bu eksik elemente yöneliriz.Hatta bazen bu durum saplantı haline gelir ve; ya hayatımıza eksik elementimize sahip kişileri çekeriz ya da o elementin niteliklerini taşıyan meslekler se

Satürn Bizden Ne Bekliyor?

Resim
     Zamanın efendisi.. Adını duyduğumuzda bacaklarımızın titrediği, önünde düğme iliklediğimiz, el pençe divan hizmet edip bir an önce ödülümüzü almaya çalıştığımız eli sopalı öğreticimiz. Bizi yüzlerce kez sınava tabii tutan, kopya çekersen hoop seni sürgüne gönderen, kafana vura vura iliklerine kadar batağa sokup, sabretmeyi öğrendiğinde seni gökyüzünün en görkemli yerine yükseltip, yeryüzüne başka bir gözle bakmanı sağlayan 'Zaman Tanrısı' Kronos. Nam-ı diğer Satürn..      Satürn zamanın yöneticisi olduğu gibi bir doğum haritasının da kralıdır. Hangi yola saparsanız sapın, kendinizi kralın sarayında bulursunuz. Çünkü Satürn bizim hayata geliş amacımızdır. Hangi yönlerde eksik olduğumuz, bu hayat tekamülümüzde hangi alanda kendimizi geliştirmemiz gerektiği ve bu gelişimlerin hangi dayaklarla bize öğretileceğini anlatır. Otoriter, bulunduğu her yeri kısıtlayıcı, ciddi, disiplinli, korku saçan, buz gibi derin bakışlı Satürn; sınavlarınızı verdiğinizde size tutumluluğu, ke

Dolunay Kadını Olmak

Resim
      Dolunay kadını delidir, ne yapsa yeridir;ama iyidir. Zordur dolunay kadını olarak yaşamak. Ay'ın Güneş ile girdiği hangimiz daha fazla ışık saçacağız savaşını, dolunay kadını ilişkilerinde verir. Ego tavanda, kısasa kısas mekanizması arka planda her zaman çalışan, varlığını, gücünü her zaman ortaya koyan, sen-ben çatışmasının sürekli ortasında olan kadındır, dolunay kadını. En büyük sorunu ilişkilerinde yaşarlar. Çünkü bilinçaltı ve eylemleri hep ikiye ayrılmıştır. Misal, tam kitap okuyacağım diye kahvesini yapıp koltuğuna kurulmuşken bu eylemden vazgeçip, bulaşık yıkamaya gider. Bu nedenle de etrafında tam tabiri ile deli olarak tanımlanır:) Yapmak istedikleri ile bilinçaltının çatışma yaşaması sebebiyle ilişkilerine de bu tutumlarını aynı şekilde yansıtırlar. Bir türlü işin içinden çıkamaz ve oldukları yerde dönüp dururlar. Bu davranışları nedeniyle korkuya kapılıp,kendini suçlar halde depresyonun eşiğine gelirler.Dolunay kadınlarının bu hallerini kontrol altına almaları,

Kanatlanan Ruhum

Resim
Bugün benim doğum günüm. 33 yaşımdan gün alırken Kuzey Ay Düğümü'mü karşılamaya hazırlanıyorum. Daha önce ruhumun hiç deneyimlemediği, dolayısıyla bilinmeyenin korkusunu içimde taşıyarak geleceğime doğru kanatlanıyorum. Bazen cesaretlendiğim bazen de başarısızlığa uğrayacağımın çekincesi ile şu an tam olarak araftayım. Ama biliyorum ki ruhum Kuzey Ay Düğümü'mü deneyimlemek için bu dünyada. Peki nedir bu Ay Düğümleri? Bir çok mecrada Kuzey Ay Düğümü(KAD) ve Güney Ay Düğümü(GAD) kavramlarını okuyoruz, araştırıyoruz. Bazen tam anladım dediğimiz noktada, kendimizi yine en başta buluyoruz. Güney Ay Düğümü; geçmiş yaşamlarınızdan getirdiğiniz, ruhunuzun en iyi bildiği ve çokça defa deneyimlediği,yaşadıklarından aldığı derslerdir. Ruh artık tüm konularda master yapmıştır ve yeni deneyimler ile yani Kuzey Ay Düğümünü yaşamaya başlayarak hayatta başarıya ulaşacaktır. Kuzey Ay Düğümü, geleceğimizi, daha önce yaşamadığımız ve deneyimlemek zorunda olduğumuz yeni hayat döngümüzü anlatır

Chiron'unuzu Keşfedin ve Şifalanın

Resim
Chiron'un mitolojik öyküsü bir çok kez, farklı bakış açıları ve yorumlar ile kaleme alınmış. Tüm öykülerin ortak noktası; Chiron'un yarı insan ve yarı at formunda olması ve ayağından aldığı bir yara sonucu tarifsiz acılar çektiğidir. Bir rivayete göre;   ayağında ki problem yüzünden çektiği acıya daha fazla katlanamaz ve  ölümsüzlüğünden vazgeçerek acısını ölüm ile sonlandırır. Tanrı'lar bu duruma aslında sinirlenirler. Hem ceza olarak hem de diğer insanlara faydalı olması için Chiron'u dünyaya geri gönderirler. Chiron'un bu dünyada ki görevi, yaralı insanlara şifa dağıtarak kendi acılarını dindirmek ve şifalandırmak olacaktır. Aslında bu mitolojik öykünün temelinde intihar vardır. Ölümsüz olan bir Tanrı'nın, bu yolu seçmesi sizce de çok trajik değil mi? Chiron'a verilen ceza insanlara verilen bir ödül aslında.. Hepimiz içimizde sürekli kanayan yaralar taşırız. Tam kabuk tuttu, geçiyor diye düşündüğümüz noktada aynı yara, yine aynı yerden kanamaya baş