Kayıtlar

2019 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Ruhun Pusulası

Resim
       Hiç bugüne kadar başarının yol haritasının size verilmesini dilediniz mi? Bazen başarı kelimesi bizler için muğlak olsa da herkesin kendine göre bir başarı kavramı vardır. Sizler için başarı nedir? İyi para kazanmak mı? Süper lüks bir villanın verandasında kahvenizi yudumluyor olmak mı? Aşık olmak mı? Çok güzel olmak mı? Evlenip bir yuva sahibi olmak mı? Yurt dışına taşınmak mı? İç huzurunuzu koruyabilmek mi? Spor yapmak mı?Bu örnekleri hayal gücümüze bağlı olarak yüzlercesine çıkarabiliriz. Şimdi gözlerinizi kısa süreliğine kapatın ve sizin için başarının ne olduğunu tanımlayın..  Gerçekten bu soruyu şu an kendinize sorduğunuzda cevabını bulamıyorsanız eğer; işte sizlere yol haritası.. Yaşamın anlamı, ruhsal eğilimleriniz, şu ana kadar ki her ruh yolculuğunuzda birlikte olduğunuz 'Ay Düğümleri' geçmişten geleceğe hepimizi sürükleyen sembollerdir. Ay düğümleri ile ilgili kafa karıştırıcı açıklamalar ile karşılaşsak da en kolay ve akılda kalıcı olarak Güney Ay

Yılın En Mükemmel Yeni Ay'ı 🌙

Resim
    30 Ağustos 2019 saat 13:37'de Başak burcunda gerçekleşecek olan yılın en şahane Yeni Ay'ına hazır mısınız?     Yeni Ay'lar ; yeniliklerin, başlangıçların ve değişimlerin enerjisini taşır. Hayatımızda ki döngüleri başlatır. Kendimize dair yeni kararlar, yeni atılımlar, yeni başlangıçlar getirir bize.     Bu yeni ayı farklı ve mükemmel kılan şey,  gökyüzünde adeta Başak burçlarının büyüleyici dans gösterisi olacaktır. Yeni ay'da ki bu gösteriye Venüs, Mars ve Merkür'de başak burcunda eşlik edecek olup; devrimci Uranüs çok güzel bir 120'lik (üçgen) açı ile adeta müziğin ritmini içimize işleterek bizi bulutların üzerine taşıyacaktır. Peki hayatımızda yeni başlangıçlar yapmak ve bu yeni ay'ın ilk iki haftasını nasıl değerlendirsek derseniz eğer; işte ufak tüyolar.. Öncelikle unutmayalım ki başak burcunun ağır bastığı bir yeni ay olması sebebiyle, başak burcu temalarının pozitif ve negatif yönlerinin hepsini kullanabilirsiniz. Başak burcunun mükem

Sinsirella Neptün💣

Resim
23 Eylül 1846 yılında bilmem kaçıncı enkarnasyonumuzda ruhlarımızla tanışan ve bir çok jenerasyonu peşinden sürükleyen, asla  kontrol edilemez, sinsice hayatımıza sızan ve alttan alttan dürtülerimizi yöneten gezegen ile tanışmak ister misiniz? Kendisi; Yunan Mitolojisinde Deniz'lerin Tanrısı Poseidon olarak tanımlanırken; Roma Mitolojisinde Neptün ismini alarak gezegenlerimiz arasında yerini almıştır. Neptün; elle tutulamaz, gözle görülemez algılarımızı, hislerimizi, kavramlarımızı daha spiritüel halde karşımıza çıkarır. Venüs'ün bir üst seviyesi olarak kabul edilerek, güzellik anlayışımızı ve sevgimizi daha da soyutlaştırarak ilahi bir aşka dönüştürür. Bilinçaltımızı, hayallerimizi, fantezilerimizi, sezgilerimizi, kanma ve kandırma dürtümüzü, hayal kırıklıklarımızı, yanılgılarımızı yönetir. Klasik astrolojide Neptün'ün yeri olmamasına rağmen, modern astrolojide gelişen olaylar ve jenerasyonlarla bağdaştırılarak Balık burcunu ve 12. evimizi yönettiği kabul edilmiştir.

Ay Dede'den 🌛 Astrolojiye Yolculuk♓

Resim
            Küçüktüm.. Camdan bakıp ay dedenin ne zaman beni görmeye geleceğini, benim ona ne zaman el sallaya bileceğimi saatlerce sorup dururdum anneme. Gece gündüz kavramını algılayabilmem, yıldızların bana göz kırptığını hayal etmem ile gerçekleşti. Yıldızlar tüm gökyüzünü kaplıyor, ay dede bazen bulutların ardında bana gözükmeden uyuyordu. Bu gece demekti.. Ay dede bazen saklansa da yıldızlar hep oradaydı. Öyle ki bazı geceler gökyüzünde adeta dans eder gibi coşkuyla kümeleşiyorlardı ve ay dede farklı şekillere bürünüp onları izliyordu. İçim pır pır pencereden bakıp,  küçücük yüreğimde tuttuğum kendi çapımda olan sırlarımı onlarla paylaşmak en büyük tutkum haline gelmişti.         Büyüdüm; ama yıldızlardan asla vazgeçmedim. İlkokulda hayat bilgisi derslerinden birinde benden büyük, hayalime bile sığdıramadığım uçsuz bucaksız, bir o kadar özgür, bir o kadar da sistematik ' EVREN ' in varlığıyla karşılaşmış ve şaşkına dönmüştüm. Bu kadar muntazam, bir saat gibi tıkı

Küçük Bir Transit Hikayesi

Resim
Doğum haritalarımızda ki Güneş ve Ay 'Işık'lar olarak tanımlanır. Güneş bizim bedenimizi anlatırken, Ay ruhumuzu anlatır. Güneş bize yaşam enerjimizi verirken, Ay ise bizim ruhumuzun besin kaynağı olarak tanımlanır. Ay; duygusallığımız, olaylar karşısında verdiğimiz tepkiler, ruhsal dalgalanmalarımız, kararlarımız, kararsızlıklarımız, değişkenliğimiz, travmalarımız, psikolojimiz, hayata karşı tutumuzu ifade eder. Sizler de farkındasınızdır. 2-3 günde bir farklı duygular içerisinde kendimizi buluruz. Dün kızdığımız konu, bugün bizim için önemsizdir. Bazı günler, açlıktan ölüyormuş hissine kapılıp buzdolabı ile aşk yaşarken, bazı günler canımız yemek görmek istemez. Bazı günler kendimizi yollara vurup deli gibi sokaklarda dolaşırız, bazen de sıcacık yorganımızın altında tembellik yaparız. Tüm bunlar transit Ay'ın haritalarınızda ki dokunduğu noktalar ve Ay'ın bulunduğu burç ve tabi ki gökyüzünün konumu ile ilgilidir. Transit Ay'ın bulunduğu burç ve  ruh hal

Güçlü Elementini Güçlendir!!

Resim
Ateş - Hava - Toprak - Su       Astrolojiye giriş eğitiminde ilk öğretilen ve çoğunlukla ilk gelen ilk gider felsefesiyle arka plana attığımız ve unutulmaya yüz tutacak en temel konudur elementler. İşin içine venüs (sevgi lisanımız), merkür(aklımız, zihnimi) mars vb.  (eylem yapma potansiyelimiz) gezegenler girince hepimiz heyecandan elementer dengeyi ve kutupsallığını araştırmayı atlar gideriz. Halbuki elementler, nitelikler, kutupsallık ve sentezleme ile bir doğum haritasının %50'ye yakın tarafını çözmüş oluruz.     Herkesin doğum haritasında güçlü veya dengede olan, düşük seviyede yani eksik olarak tanımladığımız elementler bulunur. Elementler bize varlığımız ve karakterimiz hakkında çok fazla ipucu verirler. Haritamızda ki eksik element bizim en zayıf noktamızdır. İçgüdüsel olarak hep bu eksik elemente yöneliriz.Hatta bazen bu durum saplantı haline gelir ve; ya hayatımıza eksik elementimize sahip kişileri çekeriz ya da o elementin niteliklerini taşıyan meslekler se

Satürn Bizden Ne Bekliyor?

Resim
     Zamanın efendisi.. Adını duyduğumuzda bacaklarımızın titrediği, önünde düğme iliklediğimiz, el pençe divan hizmet edip bir an önce ödülümüzü almaya çalıştığımız eli sopalı öğreticimiz. Bizi yüzlerce kez sınava tabii tutan, kopya çekersen hoop seni sürgüne gönderen, kafana vura vura iliklerine kadar batağa sokup, sabretmeyi öğrendiğinde seni gökyüzünün en görkemli yerine yükseltip, yeryüzüne başka bir gözle bakmanı sağlayan 'Zaman Tanrısı' Kronos. Nam-ı diğer Satürn..      Satürn zamanın yöneticisi olduğu gibi bir doğum haritasının da kralıdır. Hangi yola saparsanız sapın, kendinizi kralın sarayında bulursunuz. Çünkü Satürn bizim hayata geliş amacımızdır. Hangi yönlerde eksik olduğumuz, bu hayat tekamülümüzde hangi alanda kendimizi geliştirmemiz gerektiği ve bu gelişimlerin hangi dayaklarla bize öğretileceğini anlatır. Otoriter, bulunduğu her yeri kısıtlayıcı, ciddi, disiplinli, korku saçan, buz gibi derin bakışlı Satürn; sınavlarınızı verdiğinizde size tutumluluğu, ke

Dolunay Kadını Olmak

Resim
      Dolunay kadını delidir, ne yapsa yeridir;ama iyidir. Zordur dolunay kadını olarak yaşamak. Ay'ın Güneş ile girdiği hangimiz daha fazla ışık saçacağız savaşını, dolunay kadını ilişkilerinde verir. Ego tavanda, kısasa kısas mekanizması arka planda her zaman çalışan, varlığını, gücünü her zaman ortaya koyan, sen-ben çatışmasının sürekli ortasında olan kadındır, dolunay kadını. En büyük sorunu ilişkilerinde yaşarlar. Çünkü bilinçaltı ve eylemleri hep ikiye ayrılmıştır. Misal, tam kitap okuyacağım diye kahvesini yapıp koltuğuna kurulmuşken bu eylemden vazgeçip, bulaşık yıkamaya gider. Bu nedenle de etrafında tam tabiri ile deli olarak tanımlanır:) Yapmak istedikleri ile bilinçaltının çatışma yaşaması sebebiyle ilişkilerine de bu tutumlarını aynı şekilde yansıtırlar. Bir türlü işin içinden çıkamaz ve oldukları yerde dönüp dururlar. Bu davranışları nedeniyle korkuya kapılıp,kendini suçlar halde depresyonun eşiğine gelirler.Dolunay kadınlarının bu hallerini kontrol altına almaları,

Kanatlanan Ruhum

Resim
Bugün benim doğum günüm. 33 yaşımdan gün alırken Kuzey Ay Düğümü'mü karşılamaya hazırlanıyorum. Daha önce ruhumun hiç deneyimlemediği, dolayısıyla bilinmeyenin korkusunu içimde taşıyarak geleceğime doğru kanatlanıyorum. Bazen cesaretlendiğim bazen de başarısızlığa uğrayacağımın çekincesi ile şu an tam olarak araftayım. Ama biliyorum ki ruhum Kuzey Ay Düğümü'mü deneyimlemek için bu dünyada. Peki nedir bu Ay Düğümleri? Bir çok mecrada Kuzey Ay Düğümü(KAD) ve Güney Ay Düğümü(GAD) kavramlarını okuyoruz, araştırıyoruz. Bazen tam anladım dediğimiz noktada, kendimizi yine en başta buluyoruz. Güney Ay Düğümü; geçmiş yaşamlarınızdan getirdiğiniz, ruhunuzun en iyi bildiği ve çokça defa deneyimlediği,yaşadıklarından aldığı derslerdir. Ruh artık tüm konularda master yapmıştır ve yeni deneyimler ile yani Kuzey Ay Düğümünü yaşamaya başlayarak hayatta başarıya ulaşacaktır. Kuzey Ay Düğümü, geleceğimizi, daha önce yaşamadığımız ve deneyimlemek zorunda olduğumuz yeni hayat döngümüzü anlatır

Chiron'unuzu Keşfedin ve Şifalanın

Resim
Chiron'un mitolojik öyküsü bir çok kez, farklı bakış açıları ve yorumlar ile kaleme alınmış. Tüm öykülerin ortak noktası; Chiron'un yarı insan ve yarı at formunda olması ve ayağından aldığı bir yara sonucu tarifsiz acılar çektiğidir. Bir rivayete göre;   ayağında ki problem yüzünden çektiği acıya daha fazla katlanamaz ve  ölümsüzlüğünden vazgeçerek acısını ölüm ile sonlandırır. Tanrı'lar bu duruma aslında sinirlenirler. Hem ceza olarak hem de diğer insanlara faydalı olması için Chiron'u dünyaya geri gönderirler. Chiron'un bu dünyada ki görevi, yaralı insanlara şifa dağıtarak kendi acılarını dindirmek ve şifalandırmak olacaktır. Aslında bu mitolojik öykünün temelinde intihar vardır. Ölümsüz olan bir Tanrı'nın, bu yolu seçmesi sizce de çok trajik değil mi? Chiron'a verilen ceza insanlara verilen bir ödül aslında.. Hepimiz içimizde sürekli kanayan yaralar taşırız. Tam kabuk tuttu, geçiyor diye düşündüğümüz noktada aynı yara, yine aynı yerden kanamaya baş